20 Eylül 2007 Perşembe

TOPLUMU YOK ETME ARACI OLARAK MAGAZİN

Magazin pek çok vesileyle sürekli tartışma konusu olan güzel yüzlü derin bir hastalıktır. Medya mensupları magazinin ürettiği canavarlar üzerinden konuşurken sonuçta tavuk-yumurta ikileminde tıkanmaktalar.

İşin özü medyanın birincil beslenme kaynağının şiddet, kadın bedeni ve bunların bir karışımı olarak magazin olmasıdır. Kadın bedeninin medya açısından sonsuz bir önemi var.

Özellikle Türkiye gibi kapalı toplumlarda her zaman ilgi odağı olacak yegane konu kadın bedeni olmaktadır. Kadın bedeni sadece medyanın iştahını kabartmamakta, aynı zamanda siyasette kadın üzerinden ideolojik çatışmalarını gerçekleştirmektedir.

Siyasetin ve medyanın buluştuğu iktidar kavramı da kadın üzerindeki siyasetleri ve reytingi açıklamaktadır. Bu iktidar, Türkiye'de özellikle yaşama biçimlerine ve hayatlara geçirilmiş bir dizgin olarak kendini göstermektedir.

Medya, magazin aracılığı ile çocuksu, gerçeksiz, vulgar bir yaşama formu üretmektedir. Ekranlardan yansıyan simülasyonlar, insanın nereden gelip nereye gittiğini sorgulayamayacak bir düzenek üretmektedir.

Magazin medyasının seviyesizliği nihayet son zamanlarda dibe vurdu. Dinî konuların bile magazin malzemesi olarak ele alınması ekrandaki aktörlerin insan, varlık ve hayat hakkında hiçbir meselesi olmadığını göstermektedir.

Popüler kültürün bir biçimi olan magazin, esasında gazetecilik mesleğinin utanılan bir dalıdır. Bu alanda haber üreten insanların toplumsal hiçbir kaygılarının olmadığı bir gerçektir.Televole, televizyon aygıtının Türkiye'de ürettiği en dehşetengiz silahlardan birisidir. Bazı düşünürler kamerayı insana çevrilmiş bir silah olarak görmektedir. Bu silahı kullananlar muhakkak bir denetimden geçmelidir.

İkon haline gelmiş türkücüler, mankenler, her akşam bir kanalda boy gösteren tek özelliği şirinlik olan din âlimleri, topluma çevrilmiş ciddi birer silahtır.

Kitle iletişim teorilerinde klasik yaklaşımda magazin toplumun deşarj olmasını sağlayan bir ihtiyaç olarak görülmektedir. Şüphesiz magazin basını da böyle bir yaklaşımla kendini savunuyor. Onlara göre toplum sürekli karnı aç bir kazandır. Magazin kendini bu sonsuz iştahı beslemekle görevli hissetmektedir.

Televizyon haberleri artık magazinel bir hikâye olarak kurgulanıyor. Dram haberleri kurgulanıp güzel bir fonla servis ediliyor. İnsanın televizyon denilen sihirli kutu karşısında izleyici olarak kalması, onu eşya ve hadiselere karşı edilgen kılmakta ve hayata müdahale mekanizmalarını sabote etmektedir.

İzleyici olmanın, insanı duyarsızlığa ve simülasyonlara mahkum eden bir yapısı var. Bu gerçek dışılık içinde insanlar, yalnız, mutsuz ve profan bir hayatla karşı karşıya kalmaktadır.

Magazin bu gerçek dışılığın en ilginç boyutunu sergilemektedir. Üzerinde çok laf edilen fakat tartışmaların bir yere varamadığı güzel yüzlü derin bir hastalıktır magazin. Toplumsal değerleri yok etmenin en işlevsel aracıdır aynı zamanda. Bir magazin fenomeni oğlunun ölümüne şehit yakıştırması bile yapmıştı. Bu hastalığın insan benliğinin kirli yüzü ile bir akrabalığı da söz konusu.

Türkiye'de magazinin kendi mağarasına çekilmesi için, yüksek ve nitelikli kültürün hakim olması gerekmektedir. Bunun önünü açabilmek de hafızamızdan bir türlü silinemeyen görkemli geçmişimizle yaratıcı bir temas kurmamız ve geleceğe dair fikirlerimizin ve rüyalarımızın olması ile ilgilidir. Bu simülasyonu çözmenin zamanı gelmiştir.

Faruk YAZAR
2005

Hiç yorum yok: